1. Anasayfa »

Online Gelişim ve Öğrenme Testi Çöz

online_kpss_testi_cozTebrikler - Gelişim ve Öğrenme Teti 2 adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
%%SCORE%% Doğru sayısı
%%TOTAL%% Soru sayısı
%%PERCENTAGE%% Doğru yüzdesi
%%WRONG_ANSWERS%% Yaptığınız yanlış sayısı

Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
Bütün kedilerin tekir olduğunu düşünen Berkay, bir televizyon kanalında farklı renklerde kedi türlerinin olduğunu duyunca şaşırmış, daha sonra da kedilerin Siyam, İran, sarmal gibi farklı tür ve renklerde olabileceğini öğrenmiştir. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre Berkay’ın, – bir televizyon kanalında farklı renklerde kedi türlerinin olduğunu duyunca şaşırması, – kedilerin farklı renk ve türlerde olabileceğini öğrenmesi aşağıdakilerden hangisinde doğru sırayla verilmiştir?
A
Özümleme - Dengesizlik
B
Dengesizlik - Uyumsama
C
Uyumsama - Özümleme
D
Dengesizlik - Özümleme
E
Özümleme - Uyumsama
1 numaralı soru için açıklama 
Eğer önceki şemalar bir nesneyi ve olayı anlamak için yeterli olmazsa, bu durumda şema değiştirilerek uyum sağlamaya (uyma) geçilir. Uyumsamada çocuk var olan şemayı yeni durumlara, olaylara, nesnelere göre yeniden biçimlendirir. Uyma, çocuğun yapmış olduğu özümleme sonucu, o zamana kadar bilinen davranış örneğine uymayan yeni ve farklı bir davranışı ortaya koymasıdır. Uyma diğer bir ifadeyle bireyin kavrayışlarını değiştiren yeni bir bilgi ya da durumu alabilmek için zihinsel yapının ona uygunluğunun sağlanması sürecidir. Uyum kurma, yeni şemaların oluşturulması ya da daha önceki şemaların kapsamının ve niteliğinin değiştirilmesidir. Ya da mevcut şemayı yeni durumlara, nesnelere, olaylara göre yeniden biçimlendirme sürecidir. (Cevap B)
Soru 2
Hande Hanım ile 4 yaşındaki kızı Özlem arasında şöyle bir konuşma geçer: Hande Hanım: Hiç yabancı tanıyor musun? Özlem: Evet. Uzakta yaşayanlar. Hande Hanım: Örneğin sen İstanbul’a yolculuk yapsan, İstanbul’da belirli durumlarda sen de bir yabancı olur musun? Özlem: Hayır, ben İzmirliyim. Hande Hanım: Bir İstanbullu, o yabancı olabilir mi? Özlem: Evet, bir İstanbullu yabancıdır. Hande Hanım: Peki İstanbul’daki bir İstanbullu yabancı mıdır? Özlem: Evet. Hande Hanım: İzmir’deki bir İstanbullu nedir? Özlem: İstanbullu, ama buradaysa aynı zamanda biraz da İzmirli. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre annesinin sorularını Elvan’ın yanlış yanıtlaması, aşağıdakilerden hangisinin tam olarak gelişmediğini gösterir?
A
Parça – bütün ilişkisini kavrama
B
Toplum merkezci düşünme
C
Canlandırma
D
Odaklanma
E
Özelden özele akıl yürütme
2 numaralı soru için açıklama 
Sınıf kapsama ya da sınıfa dâhil olma ilkesi, en kısa şekliyle, alt sınıflardaki nesnelerin üst sınıflara dâhil olmasının anlaşılması olarak açıklanabilir. Bu sayede “parça – bütün arasındaki ilişkiyi” kavrar. Pierre’nin “Sen aynı zamanda Cenevreli misin?” sorusunu “Hayır, aynı zamanda hem İsviçreli hem de Cenevreli olamam.” şeklinde cevaplaması sınıfa dâhil olma ilkesi kazanamadığını göstermektedir. (Cevap A)
Soru 3
Vygotsky, okul öncesi dönemdeki dil gelişimini tanımlarken çocukların dili sözel olarak nasıl kullandıklarıyla çok fazla ilgilenmiştir. Ona göre bu dönem, sözel dil kullanımının en dramatik şekilde değişim gösterdiği evredir. Okul öncesi dönemde çocuklar konuşmayı başkalarıyla iletişim kurmak dışında kendileriyle iletişim kurmak ve davranışlarını düzenlemek amacıyla da kullanmaya başlarlar. Vygotsky’nin vurguladığı bu konuşma formu aşağıdakilerden hangisidir?
A
İçsel konuşma
B
İfade edici dil
C
Sosyal konuşma
D
Özel konuşma
E
Alıcı dil
3 numaralı soru için açıklama 
Özel konuşmada çocuk yüksek sesle, kendi kendine konuşur. Vygotsky’e göre bu konuşmanın amacı, çocuğun kendi düşüncesine rehberlik etmesidir. Başka bir deyişle çocuk bir problemle karşılaşınca özel konuşma sayesinde kendine rehberlik eder ve problemi çözmesi kolay hale gelir. (Cevap D)
Soru 4
Çeşitli yakınmalarla kliniğe başvuran bir genç kadın, tedavinin başlangıcında sorunlarının kaynağını kocasının yetersizliğiyle açıklamıştı; oysa egosu yeterince olgunlaşmamış olan bu kadın hiçbir konuda karar verme yürekliliği gösterememekte ve kendi yetersizliğini görmemek için sürekli kocasını suçlamaktaydı. Örneğin, özellikle akşam saatlerinde kendini nasıl oyalayacağını bilemediğinden, kocası ilgiyle bir gazete okuduğunda ya da bir televizyon programını izlediğinde, onu bencil bir kişi olmakla ya da her gece evde oturmak istemekle suçluyordu. Uysal bir adam olan kocası ilgilendiği şeyi bırakıp eşinin o gece için nasıl bir önerisi olduğunu sorduğunda, sorumluluğu ve kararsızlığıyla baş başa kalan genç kadın, bu kez de kocasını kararsız bir insan olmakla suçluyordu. Parçadan hareketle, kadının kullanmış olduğu savunma mekanizması aşağıdakilerden hangisidir?
A
Yansıtma
B
Ödünleme
C
Yüceltme
D
Özdeşim kurma
E
Yön değiştirme
4 numaralı soru için açıklama 
Yansıtma savunma mekanizması; kabahati başkasına mal etme (atma) veya başkalarını suçlama biçiminde işleyen bir mekanizmadır. Bu mekanizma, kişinin kendinde görmek istemediklerini başkasında görmesi şeklinde özetlenebilir. (Cevap A)
Soru 5
1951’de yazılmış “Gönülçelen” adlı romanın kahramanı ergen Holden Caulfield’tır. Holden birkaç hazırlık okulunda sınıfta kalmıştır, arkadaşlarının çoğuna sert davranmıştır ve nereye ait olduğuna ilişkin duyguya sahip değildir. Örneğin kitapta bir yerde New York kentinde Beşinci Cadde’den yukarı doğru yürürken Holden şöyle der: “Ne zaman bir sokağın sonuna gelsem ve lanet olası kaldırım taşına takılsam, caddenin diğer tarafına asla geçemeyeceğim duygusuna kapılırım. Yalnızca aşağıya, aşağıya, aşağıya gideceğimi ve kimsenin beni tekrar görmeyeceğini düşünürüm.” Marcia’nın kimlik statüleri yaklaşımına göre, Holden hangi kimlik statüsünü geliştirmiş olabilir?
A
Ters
B
İpotekli
C
Askıya alınmış
D
Asosyal
E
Dağınık
5 numaralı soru için açıklama 
Dağınık (kargaşalı) kimlik statüsü, bunalımın yaşanmadığı, bağlanmanın da olmadığı durumdur. Bir kimliğe bağlanmaktan tamamen kaçınırlar. Durumdan memnun değildirler, kendileri için benimseyeceği yeni bir kimlik geliştirmekten kaçınırlar. (Cevap E)
Soru 6
Psikoloji mastırını derece ile bitiren Tayfun, danışman profesörle olan randevusunu beklerken, koltuğun üzerine çıkmaya çalışan, ancak ilk denemesinde başarılı olamayan iki yaşındaki bir çocuğa yardım ederek koltuğa oturmasını sağlamıştır. O sırada bu durumu gözlemleyen profesör, Tayfun’a yaklaşıp “Sen onun zaferini çaldın.” diyerek sitem etmiştir. Bu duruma bir anlam veremeyen Tayfun; profesöre göre, Erikson’un hangi psikososyal gelişim döneminin ilkelerine uygun olmayan bir tavır sergilemiştir?
A
Girişimciliğe karşı suçluluk
B
Özerkliğe karşı utanç
C
Çalışkanlığa karşı öz güven eksikliği
D
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası
E
Temel güvene karşı güvensizlik
6 numaralı soru için açıklama 
Özerkliğe karşı kuşku ve utanç döneminde, çocuğun annesine olan bağımlılığı azalmaya başlamıştır. Bir yaş civarında yürüme, konuşma becerilerini sergileyebilen çocuk artık kendi bedenini kontrol etmede daha başarılıdır. İstediği biçimde davranma ve davranışlarını kontrol altına alma eğilimindedir. Çocukta tuvaletini istediği zaman yapma, yemeği kendi başına yemeyi isteme gibi yetişkinlerden bağımsız davranışlar sık sık görülür. Çocuğun kendine özgü bu bağımsızlık çabalarının ve davranışlarını kontrol etme isteğinin yetişkinler tarafından desteklenmesi, onun kendini işe yarar bağımsız bir kişi olarak görmesine yardımcı olacaktır. Çocuğun kendi başına bir şeyler yapma davranışlarını engelleyen aşırı kuralcı, katı, baskıcı bir anne - baba tutumu ise çocuğun kendi yeteneklerinden, potansiyelinden kuşku duymasına ve yaptıkları yanlış bulunduğu için kendisinden utanç duymasına yol açacaktır. (Cevap B)
Soru 7
Yeni doğum yapan Ayşe Hanım, 3,5 kilo ağırlığında sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi. Bebeğin ismini Ali koydular. Ali 1 yaşına bastığında kilosu iki katına çıkmıştı. Ali çok hızlı bir şekilde …………. 10 aylıkken sadece emekleyebilen Ali, 1,5 yaşına bastığında yürümeye başladı. Çünkü kasları artık yürüyebilecek ……………. erişmişti. Ancak Ali’nin ablası Tülin 1 yaşında yürümeye başlamıştı. Demek ki iki kardeş arasında bile ……………… vardı. Ali ve Tülin’in göz renkleri, saç renkleri aynıydı, bazı kişilik özellikleri de benzerdi, ancak yaşları ilerledikçe iki kardeşin ilgi alanları birbirinden farklılaşıyordu. Yani birbirinden farklı gelişim alanları üzerinde hem ………...…. hem de ………… etkisi vardı. Yukarıdaki boşluklara uygun düşen gelişim psikolojisine özgü kavram ve ilkeler, aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A
Olgunlaşma – Büyüme – Çevresel farklılıklar – Gelişim – Gelişme
B
Öğrenme – Olgunlaşma – Hazırbulunuşluk –Tarihsel zaman – Çevre
C
Büyüme – Olgunlaşma – Bireysel farklılıklar – Kalıtım – Çevre
D
Olgunlaşma – Büyüme – Kalıtım – Zekâ düzeyi – Öğrenme
E
Büyüme – Kritik Dönem – Tarihsel Zaman – Çevre – Kalıtım
7 numaralı soru için açıklama 
Boy ve ağırlık gibi bedence irileşmeyi ifade eden miktar bakımından meydana gelen değişimler, yani organizmanın fiziksel gelişimindeki sayısal artışlar büyüme olarak tanımlanır. Olgunlaşma, bireyin genetik olarak doğuştan getirdiği ve zamanı geldiğinde kendiliğinden meydana gelen biyolojik değişikliklerdir. Kişinin kalıtsal olarak sahip olduğu gizil gücü yavaş yavaş ortaya çıkartması ve biyolojik olarak bir işi yapabilecek düzeye gelmesidir. Hazır bulunuşluk, bir şeyi öğrenebilmek için gerekli olan ön koşul davranışların kazanılmış olması anlamına gelir. Diğer bir ifadeyle bireyin yeni bir öğrenme durumunda sahip olduğu özelliklerin tümüdür. Gelişim alanları üzerinde hem kalıtım hem de çevrenin etkisi vardır. (Cevap C)
Soru 8
Çocukların ilk yıllardaki sosyal ve duygusal gelişimi, bilişsel gelişimden ayrı düşünülemez. İyi bir ortamda yetişen çocuk, bilişsel gelişimini daha çabuk tamamlar. Buna karşılık bilişsel zemin, çocuğun daha etkin sosyal ve duygusal ilişkiler geliştirmesine yol açar. Sağlıksız ilişkiler ortamında yetişen çocukların ise bilişsel gelişimi gecikir ve bu gecikme sosyal ve duygusal gelişmenin de gecikmesine yol açar. Bu durum aşağıdaki gelişim ilkelerinden hangisiyle açıklanabilir?
A
Gelişim genelden özele doğrudur.
B
Gelişim bir bütündür.
C
Gelişim nöbetleşe devam eder.
D
Gelişim süreklidir.
E
Gelişimde kritik dönemler vardır.
8 numaralı soru için açıklama 
Gelişim alanları birbirleriyle etkileşim içindedir. Bir gelişim alanındaki olumlu ya da olumsuz bir özellik diğer gelişim alanlarını da aynı yönde etkiler. Örneğin; fiziksel bakımdan güzel bir çocuk, başkalarının yoğun ilgisini çeker, sevilir. Sevilen çocuğun duygusal gelişimi olumludur. Kendine güven duyar. Başkalarını sevebilir ve olumlu ilişkiler kurabilir. Bu nedenle, sosyal gelişimi de olumlu bir şekilde etkilenir. Sosyal bir çocuk, çevresiyle daha çok etkileşimde bulunacağından bilişsel gelişimi olumlu yönde etkilenebilir. Sonuç olarak, tam gelişim alanları birbirleriyle iç içedir ve etkileşim içindedir. (Cevap B)
Soru 9
Bir baba ve oğlu Egemen arasında şöyle bir diyalog geçmiştir: BABA: Yağmur nerden yapılır? EGEMEN: Bulutlardan. BABA: Aferin sana. Peki, bulutlar neyden yapılmıştır? EGEMEN: Yastıklardan. BABA: Peki kim yapmıştır onları? EGEMEN: Anneler evdeki fazla yastıkları yukarı fırlatırlar. BABA: Peki gece neden yok olurlar? EGEMEN: Uyumaya giderler. Piaget’in bilişsel gelişim kuramına göre, yukarıdaki diyalogda aşağıdaki özelliklerden hangilerine yer verilmiştir?
A
Tersine çevirememe – Kalıp yargı geliştirme
B
Odaklanma – Özümleme
C
Animizm – Özelden özele akıl yürütme
D
Egosantrizm – Yapaycılık
E
Yapaycılık – Animizm
9 numaralı soru için açıklama 
Animizm (Canlandırmacılık), yaşayan ve yaşamayan nesneler arasında ayrım yapamama durumunda ortaya çıkan karmaşadır. Çocuk cansız nesnelere canlılık özelliklerini verir, diğer taraftan hayvanlara da insani özellikleri yükler. Çocuk güneşin ve ayın insanlar gibi canlı olduğuna inanır. Bu özelliğin bir uzantısı olarak canlılara da cansız gibi davranır. Yapaycılık (Artifikalizm), çocuğun doğa olaylarının doğal oluş hallerini anlayamamasıdır. Başka bir güç tarafından yapıldığını düşünmesidir. (Cevap E)
Soru 10
Tuğba ile Hande evlerinin bahçesinde oynuyorlardı. Annesi Tuğba’ya bahçenin kapısını açıp yolun karşısına geçmesini yasaklamıştı. Kovalamaca oynarlarken Hande düştü ve dizi kanamaya başladı. Tuğba arkadaşına yardım etmek istiyordu, ancak o anda aklına annesinin yasağı ve ona verdiği söz geldi. Kapıyı açıp evin karşısındaki eczaneye gidip yardım istemekten vazgeçti ve annesinin sözünü dinlemeye karar verdi. Buna göre Tuğba, Kohlberg’in ahlaki gelişim kuramına göre aşağıdaki evrelerden hangisinde olabilir?
A
İtaat ve ceza
B
Amaca yönelik araçsal ilişkiler
C
Kişilerarası uyum
D
Kanun ve düzen
E
Evrensel ahlak ilkeleri
10 numaralı soru için açıklama 
Bu evrede davranışın sonucunda doğruluk ve yanlışlığına bakılır. Örneğin çocuk eğer ahlâki olarak hata yapmışsa cezalı, doğru olanı yapmışsa değildir. Birinci evre son derece ilkel özellikler taşır. "Çocuk bütün sorunlara fiziki cezalarla çözüm arar" (Çileli, 1987). Zıddı olan doğru davranış düşüncesi de ödül getirir kanısındadır. (Cevap A)
Soru 11
Üniversite öğrencisi Murat, sözlü mülakata alınacağı ödevini teslim etmek için son güne kadar beklemiş, mülakata 2 gün kala ödevini hazırlamaya başlamıştır. Uykusuz geçen 2 günün ardından ödevini tamamlayan Murat, çıktı almadan önce, bilgisayar başında ödevini kontrol ederken yaptığı çok sayıda imla hatasını fark etmemiştir. Sabah alelacele yazıcıdan ödevin çıktılarını almak ister. Ancak yazıcının toneri bittiği için çıktıları silik verir. Bu durumda ne yapacağını şaşıran Murat, yazıcıdan çıkarttığı toneri öfkeyle masaya vurmaya başlar. Bilgisayarı, yazıcıyı kapatır, tekrar açar ve dosyaları yazdır komutunu verir. Bu kez, yazıcıdan aldığı çıktı gayet okunaklıdır. Tonerde teknik bir arıza olduğunu ve masaya vurarak bunu düzelttiğini zanneden Murat, ilerleyen süreçte bir alet ne zaman bozulsa, öfkeyle sağına soluna vurmaya başlamıştır. Murat, bitmeye yakın bir tonerin önce silik baskı verdiğini, toneri sağa sola vururken salladığı için içinde kalan son tonerlerin toplanıp çıktıyı bu sayede alabildiğini bilmemektedir. Yukarıdaki parçaya dayanarak, aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A
‘Yazdır’ komutunu verdikten sonra sayfaların silik çıkması, Murat için cezadır.
B
Murat, sözlü mülakata hazırlanırken ‘toplu öğrenme’ yöntemini benimsemiştir
C
Toneri öfkeyle masaya vurma davranışı, Murat’ı tesadüfi pekiştirmiştir.
D
Murat’ın bozulan herhangi bir aleti de öfkeyle sağına soluna vurarak düzeltmeye çalışması tepkisel koşullanmanın sonucudur.
E
Murat’ın kontrol ederken, ödevinde yer alan çok sayıdaki imla hatasını fark etmemesi uyarılmışlık düzeyinin düşük olması ile açıklanabilir.
11 numaralı soru için açıklama 
Bir organizmanın gerçekleştirdiği eylemin ardından, istemediği sonuçla karşılaşması ‘ceza’ olarak açıklanır. Yazdır komutunu veren Murat için sayfaların silik çıkması ceza anlamı taşıyabilir. Öğrenmeyi etkileyen faktörlerden biri de ‘zaman’dır. Zaman, bir yöntem olarak ‘toplu öğrenme’ ve ‘aralıklı öğrenme’ olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkar. Dar zaman diliminde çok yoğun öğrenme gerçekleştirmek toplu, geniş bir zaman diliminde kısa periyotlarla öğrenme gerçekleştirmek ise aralıklı öğrenmeyi açıklamaktadır. Murat’ın sözlü mülakata hazırlanırken son birkaç güne kadar bekleyip, mülakata 2 gün kala çalışmaya başladığı görülmektedir. Bu durumda Murat’ın dar zaman diliminde çok yoğun öğrenmesi yani toplu öğrenme gerçekleştirmesi gerekmektedir. Edimsel koşullanmada, bir davranışın devamlılığı sonucuna bağlıdır. Ancak bazen yapılan davranış ile ulaşılan sonuç arasındaki ilişki tesadüfidir. Organizma bu durumun tesadüf olduğunu anlayamaz, anlamlı sanırsa batıl davranış ortaya çıkar. Eğer mevcut durum bir pekiştirme ilişkisi taşıyorsa süreç tesadüfi pekiştirme şeklinde isimlendirilir. Murat, toneri öfkeyle masaya vurduğunda, içinde kalan tonerler bir araya gelmiş ve daha iyi çıktı almasını sağlamıştır. Ancak, Murat bu durumun farkında değildir, toneri vurarak bir arızayı giderdiğini düşünmektedir. Hatta, bozulan diğer elektronik aletlere de aynı davranışı gerçekleştirmiştir. Bu durumda Murat’ın toneri öfkeyle masaya vurması tesadüfi pekişmiş olur. Bir organizmanın uyarılmışlık seviyesi, çevrede var olan uyarıcıları algılama gücünü de belirler. Koma, baygınlık, derin uyku, uyku, yeni uyanmış gibi hallerde uyarılmışlık düzeyimiz düşük iken, heyecan, korku, panik, dehşet gibi durumlarda uyarılmışlık düzeyimiz yüksektir. Bir organizmanın uyarılmışlık düzeyinin yüksek ya da düşük olması, öğrenme hızını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle öğrenme anında uyarılmışlığın orta düzeyde olması gerekir. Murat’ın uykusuz halde yani çok uykusu var iken ödevi kontrol etmesi, uyarılmışlığın oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Bu da birçok imla hatasını gözden kaçırmasına yol açmış olabilir. Organizmanın bir durumda öğrendiği davranışı, benzer durumlarda tekrarlaması yani benzer durumlarda aynı davranışı gerçekleştirmesi öğrenmenin genellenmesi olarak açıklanır ve bu süreç edimsel koşullanma başlığı altında incelenir. Murat’ın toneri masaya vurduktan sonra istediği sonucu almasının ardından (T – U), diğer aletlere de bozulunca aynı şeyi yapması, öğrenmenin genellemesini gösterir. Süreç burada tepkisel değil, edimseldir. (Cevap D)
Soru 12
Çocuk eğitimiyle ilgili “Sorumluluk, Disiplin, Bağımsızlık, Tutarlılık, Sevgi ifadesi, Değer verme ve İletişim” kelimelerini ezberlemek isteyen bir öğrenci “Sessizce dolaşmaktansa bağırarak türkü söylemek daha iyidir.” şeklinde bir cümle oluşturmuştur. Böylece oluşturduğu cümledeki kelimelerin ilk harfleri ile hatırlaması gereken kelimelerin ilk harfleri aynı olduğu için, artık rahatlıkla hatırlayabildiğini belirtmiştir. Öğrencinin kullandığı bu yöntem, aşağıdakilerden hangisidir?
A
Anahtar sözcük
B
Sözcük asma
C
Sinestezi
D
Akronim
E
Akrostiş
12 numaralı soru için açıklama 
Bilgi işleme kuramına göre bilgisinin kodlanması için kullanılan yollardan biri de “bellek destekleyici ipucu” dur. Bellek destekleyici ipuçları sözel semboller ve imajlar olmak üzere ikiye ayrılır. Akrostiş, işte bu noktada karşımıza çıkar. Hatırlamak istediğimiz bir dizenin kelimelerinin ilk harflerini alıp, bunları kullanarak ilk harfleri aynı olacak kelimelerden oluşan bir cümle oluşturulmasına akrostiş denir. (Cevap E)
Soru 13
Bugün Alsancak’a gitmek üzere otobüse bindim. Şoför Konak – Alsancak yol ayrımına geldiğinde Konak istikametine doğru döndü. Ben ve diğer yolcular hemen “Ne oluyor?” diyerek söylenmeye başladık. Şoför birden “Eyvah!” dedi. Meğerse uzun bir süre Konak hattında çalışmış, Alsancak hattına başlayalı daha birkaç gün olmuş. Alsancak istikametine gireceğine yanlışlıkla Konak’a girmiş. Dalgınlık işte… Bu parçada “Dalgınlık işte…” ifadesiyle anlatılan durum, öğrenme psikolojisine özgü aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?
A
Alışkanlık çatışması
B
Olumsuz pekiştirme
C
Geriye ket vurma
D
İleriye ket vurma
E
Güdüsel unutma
13 numaralı soru için açıklama 
Ket vurma, “ileriye doğur ket vurma” ve “geriye doğru ket vurma” olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkar. İleriye doğru ket vurmada, birey yeni bilgisine ihtiyaç duyduğu halde unutur ya da yerine eskiyi kullanır. Geriye doğru ket vurmada ise birey eski bilgisine ihtiyaç duyduğu halde unutur ya da yerine yeniyi kullanır. Şoför, yeni başladığı hatta yeni bilgisine ihtiyaç duymaktadır. Ancak yanlışlıkla eski bilgisini kullanmıştır. Yani, yeni bilgisine ihtiyaç duyduğu halde eskiyi kullanarak, ileriye ket vurma gerçekleşmiştir. (Cevap D)
Soru 14
Aşağıdaki davranışlardan hangisi, tepkisel koşullanma yoluyla kazanılmış olabilir?
A
Tebeşir tozundan rahatsızlık duyma
B
Sıra arkadaşından kopya çekme
C
Yakın çevreyi daha iyi tanıma
D
Yabancı dilde başarılı olma
E
Matematiğe ön yargılı olma
14 numaralı soru için açıklama 
Tepkisel koşullanma, aralarında önceden bir ilişki bulunmayan uyarıcı ile tepki arasında bir bağ kurulmasıdır. Bu bağ, şartlı reflekslerin ve duygusal tepkilerin gözlenmesi şeklinde karşımıza çıkar. Seçenekler incelendiğinde, “Matematiğe karşı ön yargılı olma” ifadesinin açıklamaya uygun olduğu görülmektedir. Çünkü bu seçenekte hem aralarında önceden ilişki bulunmayan uyarıcı (matematik) ile tepki (ön yargı) arasında ilişki kurulmuştur. Hem de bu ilişki, duygusal bir tepkiyi yansıtmaktadır. (Cevap E)
Soru 15
Bir deneyde kafese 5 maymun konur. Kafesin ortasında bir merdiven ve merdivenin en üst noktasında iple asılmış bir salkım muz bulunmaktadır. Bir maymun merdivenden çıkıp muza ulaşmak istediği zaman, diğer 4 maymunun üzerine buz gibi soğuk su sıkılır. Tüm maymunlar birkaç kez benzer girişimlerde bulunur, ancak her seferinde diğer maymunların üzerine buz gibi soğuk su sıkılmaya devam edilmiştir. Bir süre sonra, maymunlardan biri merdivenden çıkmaya çalıştığı zaman, diğerleri onu engellemeye başlar ve zamanla maymunlar merdivenden çıkma davranışını sergilemez olur. Ardından bu maymunlardan biri deneyin dışına alınır, ortama yeni bir maymun eklenir. Yeni gelen maymunun, yaptığı ilk şey, merdivenden çıkıp muza ulaşmaya çalışmak olur. Ancak diğer maymunlar, bu davranışından ötürü yeni gelen maymunu hemen dövmeye başlar. Daha sonra bir maymun daha deneyden dışarı alınır, yeni bir maymun ortama eklenir. Onun da yaptığı ilk şey, hemen merdivenden tırmanıp muza ulaşmaya çalışmaktır. Fakat o da diğer maymunlar tarafından dövülür. Uygulama bu şekilde, üçüncü, dördüncü ve beşinci maymunun deneyden dışarı çıkarılıp yerine yeni maymunların eklenmesiyde devem ettirilir. Sonuçta, şu anda ortamda olan 5 maymunun hiçbiri, ilk 5 maymunun olduğu gibi soğuk suyla ıslatılmamıştır. Ancak ortama yeni bir maymun eklenecek olsa ve merdivene tırmanmak istese, hepsi bir araya gelip nedenini bilmeksizin yeni maymunu dövmeye başlamıştır. Parçada açıklaması yapılan durum, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A
İkincil öğrenme
B
Negatif öğrenme
C
Temel yükleme (atıf) hatası
D
Bilişsel çelişki
E
İçgörü kazanarak öğrenme
15 numaralı soru için açıklama 
Toplumsal öğrenme kuramlarında yer alan “negatif öğrenme” kavramı, gündelik yaşamda sıkça kullanılan “Böyle gelmiş, böyle gider.” anlayışıyla ilgilidir. Negatif öğrenmede, önceden belirlenmiş bir kural vardır ve çevredeki organizmalar, sorgulamaksızın bu kurala uygun davranırlar. Mevcut kural ne kadar saçma olursa olsun, “Böyle gelmiş, böyle gider.” anlayışıyla karşı çıkma, sorgulama yapılmaz, kural aynen uygulanmaya devam eder. (Cevap B)
Soru 16
Tatilde teyzesinin yanına giden Yeşim, orada kaldığı bir ayı şu şekilde özetlemektedir: “Hayatımın en güzel bir ayını geçirdim.” Gizem, bu yaşantısının ardından teyzesini her görüşünde ya da telefonla arayışında, tatilde hissettiği olumlu duyguları yeniden yaşamıştır. Bu durumda, koşulsuz uyarıcı aşağıdakilerden hangisidir?
A
Teyzesi
B
Tatilde yaşadıkları
C
Teyzesini görünce mutlu olması
D
Tatilde yaşadıklarından mutlu olması
E
Teyzesiyle telefonla görüşünce mutlu olması
16 numaralı soru için açıklama 
Organizma üzerinde tepki üretme gücü doğuştan var olan uyarıcılara “koşulsuz uyarıcı” denir. Bu uyarıcıya verilen tepki ise “koşulsuz tepki” olarak adlandırılır. Nötr uyarıcının (tepki oluşturmayan uyarıcı), koşulsuz uyarıcı ile eşleştirilmesinin ardından, tepki üretme gücü kazanınca aldığı yeni ada “koşullu uyarıcı”, bu uyarıcıya verilen tepkiye ise “koşullu tepki” denir. Yeşim için teyzesi başlangıçta olumlu duygusal bir tepki uyandırmamaktadır. Tatili onun yanında geçirdiğinde ise, tatilde yaşadığı güzel şeylerin ardından, teyzesini görünce de aynı duyguları hissettiğine göre teyzesi “koşullu uyarıcı” haline gelmiştir. Teyzesini görünce ya da teyzesiyle telefonla konuşunca da aynı duyguları yaşaması ise “koşullu tepki” dir. Bu durumda, tatilde yaşadıkları “koşulsuz uyarıcı”, tatilde yaşadıkları karşısında hissettiği olumlu duygular ise “koşulsuz tepki” durumundadır. (Cevap B)
Soru 17
Bir öğretmen öğrencilerine yaptığı her ödev için bir boncuk vermekte ve topladıkları boncuk sayısına göre farklı ödüllerle değişim yapmaktadır. Öğretmenin gerçekleştirdiği bu uygulamada boncuk, aşağıdakilerden hangisinin işlevini görmektedir?
A
Nötr uyarıcı
B
İkincil pekiştireç
C
Pekiştirici uyarıcı
D
Ayırt edici uyarıcı
E
Simgesel ödül biriktirme
17 numaralı soru için açıklama 
Pekiştirici değeri fizyolojik olan uyarıcılara birincil pekiştireç, öğrenilmiş olan uyarıcılara ise ikincil pekiştireç denir. Öğretmenin gerçekleştirdiği uygulamada (simgesel ödül biriktirme), öğrencilere biriktirdikleri boncuk sayısına göre farklı ödüller verileceği belirtilmektedir. Öğrencilere verilen boncuk, tek başına ele alındığında, özel bir tepki üretmez. Ancak, ödüle ulaşmada bir araçtır ve sembolik pekiştireçtir. Bütün sembolik pekiştireçler, öğrenilmiş yani ikincil pekiştireç konumundadır. (Cevap B)
Soru 18
Geçen yıl balık tutmak için hafta sonları Karaburun’a giden Vedat, bol miktarda balık yakalamıştır. Bu yıl da Karaburun’da aynı koya gitmiş ancak üç haftadan beri hiçbir şey yakalayamamıştır. Bunun üzerine önce kullandığı yemi, fayda sağlamayınca oltasını değiştirmiş ancak yine de balık tutamayınca bu koya gitmekten vazgeçmiştir. Vedat’ın üç hafta boyunca hiçbir şey yakalayamaması üzerine kullandığı yemi, fayda sağlamayınca oltasını değiştirmesi, aşağıdaki ifadelerden hangisiyle daha iyi açıklanabilir?
A
Pekiştirecin kesilmesi, bir davranışın sıklığında azalmaya yol açar
B
Arada sırada pekiştirilen davranışlar sönmeye karşı dirençli olsa da, uzun süre pekiştirmenin yapılmaması sönmeyle sonuçlanır
C
Pekiştirmenin kesilmesiyle birlikte, davranışın sıklığı azalmaya başlamadan önce geçici bir artış gösterebilir.
D
Bir davranışın pekiştirilmemesi, sadece bu davranışın topografyasını değiştirmekle kalmaz, birçok davranışın sıklığında artışa yol açar.
E
Pekiştirmeme, bir davranışın topografyasını da değiştirir, sönmenin başlangıcında davranış değişken bir hal alır.
18 numaralı soru için açıklama 
Organizmanın daha önce yaptığı bir davranışı pekiştirilmediği için yapmaması “sönme” olarak açıklanır. Edimsel koşullanmada, sönmenin öncesinde davranışın miktarı artabilir, davranış çeşitlilik sergileyebilir. Daha önce balık tuttuğu yerde, onca uğraşına karşın balık tutamayan bir kişinin (Balık tutma davranışı pekişmiyor, haliyle sönmeye başlayacaktır.) kullandığı yemi, oltasını değiştirmesi, sönme öncesinde, davranışın topografyasının değiştiğini göstermektedir. (Cevap E)
Soru 19
Sınav sonuçlarını okuyan Nurcan Öğretmen, öğrencilerinden birinin yazdığı kompozisyonu çok beğenir ve ödül olarak öğrencisinden bu kompozisyonu yüksek sesle sınıfın önünde okumasını ister. Sınıf önünde konuşmaktan çekinen öğrenci, utana sıkıla kompozisyonu okur. Bu öğrenci, sonraki sınavlarda kompozisyon yazarken fazla özenmemiştir. Bu durumda, öğretmenin aşağıdaki uygulamalarından hangisi ters etkide bulunmuştur?
A
Kaçınma
B
Ceza
C
Pekiştirme
D
Bastırma
E
Görmezden gelme
19 numaralı soru için açıklama 
Pekiştirme, bir davranışın yapılma olasılığını artırırken ceza azaltır. Ancak bazı durumlarda uygulanan ceza birey için pekiştirme anlamı taşırken, pekiştirme de ceza anlamı taşıyabilir. Bu durumda, beklenenin tersi bir etki oluşur. Öğrencisinden yazdığı kompozisyonu okumasını isteyen öğretmen, sınıf önünde konuşmaktan çekinen öğrencisine farkında olmadan ceza vermiştir. Bu durumda, öğretmenin uygulaması (pekiştirme) öğrenci üzerinde ters bir etkiye yol açmıştır. (Cevap C)
Soru 20
Henüz 7 yaşındaki bir çocuk, ocaktan yeni alınmış çaydanlığın kolunun üzerine devrilmesiyle acıyla bağırmaya başlar. O günden sonra, ne zaman bir çaydanlık görse, korktuğunu belirtmektedir. Bir tepkisel koşullanma olayının oluşumunu açıklayan bu örnekte, çaydanlık çocuk için başlangıçta nötr uyarıcı iken (I), çaydanlığın kolunun üzerine devrilmesiyle oluşan acı hissi koşulsuz uyarıcıdır (II) ve pekiştirme görevi üstlenmiştir (III). Çocuğun bu olaydan sonra ne zaman çaydanlık görse korkmaya başlaması koşullu uyarıcıdır (IV) ve bir uyarıcı genellemesinin oluştuğunu (V) göstermektedir. Çocuğun geçirdiği yaşantının, tepkisel koşullanma ilkelerine göre yapılan açıklamalarından hangisi yanlıştır?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
20 numaralı soru için açıklama 
Nötr Uyarıcı: Organizma üzerinde beklendiği herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarıcıdır. Koşulsuz Uyarıcı: Beklenen tepkiyi doğal olarak meydana getiren uyarıcıdır. Öğrenilmemiştir. Koşulsu Tepki: Koşulsuz uyarıcıya verilen tepkidir. Öğrenilmemiştir. Koşullu Uyarıcı: Nötr uyarıcının, koşulsuz uyarıcı ile eşleştirildikten sonra tepki üretme gücü kazanınca aldığı yeni isimdir. Öğrenilmiştir. Koşullu Tepki: Koşullu uyarıcıya verilen tepkidir. Öğrenilmiştir. Çaydanlık çocuk için başlangıçta olumlu ya da olumsuz bir tepkiye yol açmadığına göre nötr uyarıcıdır. Çaydanlık içerisindeki kaynar suyun ya da çaydanlığın ısısının oluşturduğu acı hissi koşulsuz uyarıcı, bu uyarıcıya verilen tepki ise koşulsuz tepkidir. Bu olaydan sonra çaydanlık, çocuk için koşulsuz uyarıcı, çaydanlığı görünce korkma ise koşullu tepkidir. Buna göre, (IV) numaralı öncül olan “ne zaman çaydanlık görse korkmaya başlaması” ifadesi koşullu uyarıcı değil, koşullu tepki olmalıdır. (Cevap D)
Soru 21
Motosiklet kullanmayı çok seven bir genç, bir gün motosikleti ile artistik hareketler yapmayı dener. Motosikletin hakimiyetini kaybedip yere düşer ve omurgasını incitir. Bu yaşantısının ardından bir daha motosikletiyle artistik hareketler yapmayı denemez. Bu gencin, bir daha motosikletiyle artistik hareketler yapmayı denememesi, aşağıdakilerin hangisiyle daha iyi açıklanabilir?
A
Çözüm yönelimli düşünme
B
Öğrenilmiş çaresizlik
C
Batıl davranış
D
Kaçma
E
Ceza
21 numaralı soru için açıklama 
Organizmanın gerçekleştirdiği bir davranışın ardından, istenmeyen sonuçla karşılaşması, organizma için “ceza” anlamı taşır. Bu örnekte gencin motosikleti ile artistik hareketler yapması (davranış), bunun sonucunda yere düşüp omurgasını incitmesi (istenmeyen sonuç) cezayı açıklamaktadır. (Cevap E)
Soru 22
Ahmet Usta, işe yeni başlayan çırağının öğrenmeye dönük her eylemini “Aferin aslanıma!” diyerek pekiştirdikten sonra, çırağın bu eylemlerini arada bir pekiştirmeye devam etmiştir. Ustanın, sürekli tarifeden sonra aralıklı tarife kullanmasıyla, I. Çırağının öğrenmeye yönelik girişimlerini sönmeye karşı daha dirençli hale getirmeye çalışmıştır. II. Davranışın yapılma amacının sadece dıştan güdülenme olmasının önüne geçmek istemiştir. III. Kullandığı pekiştirece karşı alışmanın meydana gelmesini önlemek istemiştir. değerlendirmelerinden hangilerine ulaşılabilir?
A
Yalnız I
B
Yalnız II
C
Yalnız III
D
I ve II
E
I, II ve III
22 numaralı soru için açıklama 
Ustanın sürekli tarifeden sonra aralıklı tarifelere geçmesinin temel nedeni davranışın sönmeye karşı dirençli hale gelmesini sağlamak yani davranışa süreklilik kazandırmaktır. Çünkü sürekli tarife davranışın çok çabuk – hızlı kazanılmasını sağlarken, sönmeye karşı çok dirençsizdir. Aralıklı tarifeler ise davranışın kazanılması noktasında yavaş – çok yavaş kalmasına karşın sönmeye olan dirençleri yüksek – çok yüksek olarak bilinmektedir. Ayrıca her davranışın ardından pekiştirmek, davranışın yapılma amacının sadece dıştan güdülenme olmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle her seferinde pekiştirmek yerine, arada bir pekiştirmek daha akıllıca olabilir. Alışma, pekiştirme işlemi yapılırken, her seferinde aynı pekiştirecin kullanılması nedeniyle, bu pekiştirecin tepki üretme gücünün azalması olarak değerlendirilir. Bu sürecin tarife ile hiçbir ilişkisi yoktur. Çünkü hangi tarife kullanılırsa kullanılsın, her seferinde aynı pekiştireç verilirse (genelleştirilmiş pekiştireçler hariç), bir süre sonra alışma meydana gelmektedir. (Cevap D)
Soru 23
Bir araştırmada, Kuzeydoğu Amerika’daki martıların gagalama davranışı incelenmiştir. Kuşlar, aç oldukları zaman yetişkin kuşun kırmızı gagasını gagalamakta, yetişkin kuş ise gagasındaki yemi vererek karşılık göstermektedir. Martının gagalamasını test edebilmek için, kartlara deneyciler tarafından yetişkin kuşun başı çizilmiştir. Sonra kartlar üzerindeki kırmızı gagaların kuşlar tarafından gagalanma sayısı saptanmıştır. Kuşların yumurtadan çıkmasından sonraki ilk gün, gagalamaların yüzde otuz üçü, dördüncü gün, gagalamaların yaklaşık yüzde sekseni isabetli olmuştur. Martıların gagalama davranışlarındaki isabetin, birinci günden dördüncü güne böylesine artması, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A
Deneme – yanılma yoluyla öğrenme
B
Tepkisel koşullanma
C
Edimsel koşullanma
D
Doğuştan donanım
E
İkincil öğrenme
23 numaralı soru için açıklama 
Martıların gagalama davranışlarında birinci günden – dördüncü güne artmasında edimsel koşullanmanın payı büyüktür. Çünkü edimsel koşullanmada bir davranışın devamlılığı, kendi oluşturduğu sonuçlara bağlı olarak gelişmektedir. Martılar gerçekleştirdikleri gagalama eyleminin ardından yem almakta yani bu davranış pekişmektedir. Pekişen davranışlar da tekrar etmektedir. (Cevap C)
Soru 24
Ali Bey, bir oto yıkama işletmesine çalışmak için başvuruda bulunur. İş yeri sahibi çalışma şartlarını şu şekilde açıklar: Burada senin gibi çok sayıda işçi çalışıyor. Bir araç geldiği zaman, sıra kimdeyse o aracı yıkar. Bazen ayda 50 tane araç gelir sana, bazen 200 tane, bilemezsin… Şimdi sana iki teklif sunacağım. İstersen her ay sonunda 800 lira veririm, kaç tane araç yıkadığın önemli değil. İstersen, yıkadığın araç başına 10 lira veririm. Ama ay boyunca kaç araçta sıra sana gelir, onu da bilemezsin. İş yeri sahibinin Ali Bey’e sunduğu teklif, aşağıdaki pekiştirme tarifelerinden hangisiyle açıklanır?
A
Kilitli tarife
B
Eş zamanlı tarife
C
Artan oranlı tarife
D
Sabit aralıklı tarife
E
Değişken oranlı tarife
24 numaralı soru için açıklama 
Bazı durumlarda, organizmaya nasıl pekiştirileceği noktasında seçim şansı verilebilir. Farklı pekiştirme seçenekleri sunulur ve organizmanın bu tarifelerden birini seçmesi istenir. Tarifeler birbirinden bağımsızdır. İşte bu uygulamaya “eş zamanlı tarife” denir. Örnekte, işçiye iki seçenek sunulmuştur ve bu seçenekler birbirinden bağımsızdır. Bu durum eş zamanlı tarifenin kullanıldığını göstermektedir. (Cevap B)
Soru 25
Ceza bir davranış kontrol yöntemi olmasına karşın benimsenmemektedir. Örneğin, derste gereksiz espriler yaparak sınıfın huzurunu bozan bir öğrenci, öğretmen tarafından sert bir şekilde azarlanınca… Bu örnek, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa, cezanın benimsenmemesinin temel nedenine vurgu yapılmış olur?
A
gereksiz espriler yapmayacak ancak derse katılım sağlama gibi ne yapması gerektiğini de öğrenemeyecektir.
B
bu öğretmenin dersinde gereksiz espri yapmayı bıraksa da diğer öğretmenlerin dersinde gereksiz espriler yapmaya devam edecektir.
C
gereksiz espriler yapmaya devam edecek, ancak bunu öğretmenin duymayacağı şekilde yapacaktır.
D
işittiği azarın öfkesini, teneffüste alt sınıftaki öğrencileri azarlayarak çıkartacaktır.
E
bunu öğretmenle ilişkilendirecek ve öğretmene karşı olumsuz duygular hissedecektir.
25 numaralı soru için açıklama 
Ceza bir davranış kontrol yöntemi olmasına karşın, benimsenmemesinin temel nedeni, organizmaya sadece istenmeyen davranış hakkında bilgi vermesi, istenen davranışın ne olduğu konusunda bilgi içermemesidir. Bu durumda, bireyin cezaya maruz kalan davranışı bastırması ancak istenen davranışı da sergilememesi gerekir. (A) seçeneğinde yer alan “gereksiz espriler yapmayacak (İstenmeyen davranış bastırılıyor.) ancak derse katılım sağlama gibi ne yapması gerektiğini de öğrenemeyecektir (İstenmeyen davranış hakkında da bilgi içermeyecek.)” açıklaması, ceza uygulanmasının benimsenmemesinin temel gerekçesine vurgu yapmaktadır. (Cevap A)
Soru 26
Aşağıdaki davranışlardan hangisi, öğrenme yoluyla kazanılmış olamaz?
A
) İlk kez uçağa bindirilen bir bebeğin, iniş anında uçağın çıkarttığı sesten korkarak ağlamaya başlaması
B
Uzun yıllar ülkesi dışında kalmış bir kişinin, ülkesine adım attığı ilk gün havaalanında duygulanıp ağlamaya başlaması
C
Mama biberonunu gören bebeğin gülümsemesi
D
Şimşek çaktığını gören bir kişinin, ardından gelecek ses nedeniyle korkmaya başlaması
E
Bir kişinin bilgisayarına yüklediği yeni çizim programını, önceki programdaki benzer simgelerden hareketle kısa sürede kullanmaya başarması
26 numaralı soru için açıklama 
Bir davranışın öğrenilmiş olabilmesi için, doğuştan getirilmiş olmaması, kalıcı – izli olması ve davranışta değişimin meydana gelmesi gerekir. Ayrıca, doğuştan gelen yatkınlıklar, sadece büyüme ya da sadece olgunlaşma sonucunda ortaya çıkan değişimler de öğrenme kapsamında ele alınamaz. Bir uçağın iniş anında çıkarttığı ses (yüksek bir sestir – koşulsuz uyarıcı) ile bebeğin bu sesten korkarak ağlaması (Koşulsuz uyarıcıya verilen tepki de koşulsuzdur). arasında doğal yani öğrenilmemiş bir ilişki bulunur, öğrenilmiş olamaz. (Cevap A)
Soru 27
“Erkekler ağlamaz, kız çocuğu ağırbaşlı olur.” gibi sözel talimatlar (yönergeler) yoluyla öğrenme, daha çok aşağıdaki öğrenme biçimlerinden hangisiyle kazanılmaktadır?
A
Model alma
B
Gizil öğrenme
C
İçgörüsel öğrenme
D
Edimsel koşullanma
E
Tepkisel koşullanma
27 numaralı soru için açıklama 
Bandura’ya göre model alma yoluyla öğrenmenin yollarından biri de yazılı ya da sözlü talimatlardır. Bu durumda “Erkekler ağlamaz, kız çocuğu ağırbaşlı olur.” gibi talimatların daha çok model alma yoluyla kazanıldığı söylenebilir. (Cevap A)
Soru 28
Deneysel bir çalışmada, benzeşik iki grup çocuk, iki farklı modeli gözlemiştir. 1. gruptaki çocuklar bowling oynayan bir modeli izlemiştir. Bowling oynanan alanın yakınında, bağış talep eden afişler ve afişlerin önünde yardım kutuları bulunmaktadır. Model, yaptığı yüksek sayılar için çok sayıda marka kazanmış ve her seferinde kazandığı markanın yarısını yoksullar için yardım kutusuna atmıştır. 2. gruptaki çocuklara da bowling oynayan bir model izletilmiştir. Bu model de çok marka kazanmasına karşın, kazandığı markaların hiçbirini yardım kutusuna atmamıştır. Daha sonra her iki gruptaki çocuklara da bowling oynatılmış ve çok sayı alarak, çok sayıda marka kazanmalarına olanak sağlanmıştır. Kazandıkları markaları harçlık olarak değerlendirebileceklerini bilen çocuklardan 1. gruptakilerin tamamı, kazandıklarının yarısını yardım sandıklarına atarken, 2. gruptaki çocukların küçük bir bölümü kazandıkları markalardan yardım sandığına katkı sağlamıştır. Sosyal bilişsel öğrenme kuramına göre, bu çalışmaya ilişkin aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A
Birinci gruptaki çocuklar dolaylı pekiştirildikleri için model alma yoluyla belli bir tutum geliştirmiştir.
B
Model alma yoluyla öğrenmenin gerçekleşmesinde modelin davranışları önemli bir yer tutmaktadır.
C
İkinci gruptaki çocuklar dolaylı cezaya maruz kaldıkları için çekinme etkisi oluşmuştur.
D
Model alma yoluyla, pek çok akademik beceri öğrenilebilir.
E
Model almada sembolik modeller, diğer model gruplarına göre daha fazla taklit edilmektedir.
28 numaralı soru için açıklama 
Parçada özetle, 1 numaralı gruptaki çocukların gözlediği modelin kazandıklarının yarısını yardım sandığına attığından, 2 numaralı gruptaki çocukların gözlediği modelin ise kazandıklarını paylaşmadığından söz edilmektedir. 1 numaralı grupta gözlem yapan çocukların tamamı kazandıklarını paylaşmış, ancak 2 numaralı gruptaki çocuklar paylaşmamıştır. Bu durum, model alma yoluyla öğrenmenin gerçekleşmesinde, modelin davranışlarının önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Soru parçasında pekiştirme, ceza, akademik beceri öğretimi, ya da sembolik modele (hikaye kahramanı gibi) yer verilmemiştir. (Cevap B)
Soru 29
Akşam eve çipura balığı alan Ayşe Hanım, kızarttığı balığı afiyetle yer. Ancak balık bozuk olduğu için birkaç saat sonra, fena halde midesi bulanır. O günden sonra uzun bir süre balık yemeyen Ayşe Hanım, bu olaydan iki hafta sonra evlerinin karşısına açılan bir balıkçı tezgâhında çipura balığı görmüştür. Tezgâhın başında duran kişi, alt kat komşusudur. Birkaç gün eve girişte balıkçı tezgâhındaki çipuraları ve alt kat komşusunu gören Ayşe Hanım, bir akşam apartman toplantısı yapılırken alt kat komşusunu da masada görünce yine midesinin bulandığını hissetmiştir. Ayşe Hanım’ın alt kat komşusunu görünce de midesinin bulandığını hissetmesi, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A
Garcia etkisi
B
Etki yayılması
C
Birden fazla uyarıcıya koşullanma
D
Edimsel koşullanma
E
Çekinme etkisi
29 numaralı soru için açıklama 
Nötr uyarıcının, koşullu uyarıcı ile ilişkilendirilmesinin ardından tepki üretme gücü kazanması halinde, meydana gelen durum “üst düzey koşullanma” olarak açıklanır. Soru parçasında alt kat komşusu nötr uyarıcı, balık - balıkçı tezgahı ise koşullu uyarıcı durumundadır. Alt kat komşusunu (nötr uyarıcı), balıkçı tezgahında (koşullu uyarıcı) gören kişinin, alt kat komşusunu görünce de midesinin bulanması üst düzey koşullanmanın oluştuğunu göstermektedir. Çünkü bu örnekte nötr uyarıcı ile koşullu uyarıcı eşleşerek koşul ilişkisi meydana getirmiştir. (Dikkat: Soru kökünde, Ayşe Hanım’ın uzun süre balık yememesini sorsaydı, cevap Garcia Etkisi yani tat kaçınması olabilirdi.) (Cevap C)
Soru 30
Ateşin yaktığını bir kere öğrendiğimiz zaman, ateş ister sobada, ister mangalda, isterse ocakta, yani hangi biçimde olursa olsun yakıcı olduğunu biliriz. Eğer bunu bilmeseydik gündelik hayatımız çok olumsuz etkilenirdi. Parçada açıklaması yapılan durum, aşağıdakilerden hangisinin gündelik hayatımızı kolaylaştırıcı etkisiyle ilgilidir?
A
Üst düzey koşullanma
B
Gizil öğrenme
C
Etki yayılması
D
Genelleme
E
Ayırt etme
30 numaralı soru için açıklama 
Organizmanın benzer uyarıcılara ya da benzer durumlara aynı tepkiyi vermesi “genelleme” olarak açıklanır (uyarıcı genellemesi – öğrenmenin genellenmesi). Ateşin yaktığını öğrenen bir kişinin, bunu sobada, mangalda, ocakta yani hangi biçimde görürse görsün yakacağını bilmesi genellemeyi açıklar. (Cevap D)
Soru 31
Evinizdeki musluğu açmak için hangi yöne doğru çevirirsiniz? Bu soruya cevap bulabilmek için birkaç saniye düşündünüz değil mi? Büyük ihtimalle zihninizden ya da elinizde musluğu açar gibi yaptınız. Fakat yine de verdiğiniz cevaptan tam olarak emin olamıyorsunuz… Peki, hangi sabah kalktığınızda elinizi yüzünüzü yıkamak için musluğa elinizi attığınızda düşündünüz? Ya da hangi sabah yanlış yöne çevirdiniz? Asla… Çünkü eliniz ne yapması gerektiğini biliyor… Bu durum, aşağıdaki ögelerden hangisini açıklamak için verilmiş bir örnek olabilir?
A
Alışma
B
Otoklitik
C
Alışkanlık
D
Duyarlılaşma
E
Duyarsızlaşma
31 numaralı soru için açıklama 
Otomatikleşmiş, düşünmeden yapılabilen, rutin hale gelmiş eylemlere “alışkanlık” denir. Bir kişinin “Musluk hangi yöne açılır?” sorusuna sağlıklı bir cevap veremez iken, elini musluğa attığı zaman bunu yapabilmesi, davranışın düşünmeden yapıldığını yani otomatikleştiğini göstermektedir. (Cevap C)
Soru 32
Küçük bir çocuk için paranın hiçbir değeri yoktur. Ancak çocuk para ile çikolata, şeker alınabildiğini öğrenince paraya değer vermeye başlar. Çocuğun paraya değer vermeye başlaması, Tolman’ın kuramına göre aşağıdaki öğrenme biçimlerinden hangisiyle açıklanabilir?
A
Kateksis
B
Dürtü ayrımları
C
Alan biliş yolları
D
Hareket biçimleri
E
Eşdeğer inançlar
32 numaralı soru için açıklama 
Tolman’ın öğrenme türlerinden biri de eşdeğer inançlardır. Eşdeğer inançlar öğrenmesinde, organizma temel amacına, alt amaçlarından biriyle ulaşabileceğini öğrenir. Çikolata, şeker, fizyolojik pekiştireçlerdir ve tek başlarına fizyolojik bir ihtiyacı karşılama güçleri bulunmaktadır. Bu durumda temel amaç konumundadır. Para ise, tek başına bir değer taşımayan yani alt amaç konumundadır. Çocuk, para ile şeker alabildiğini öğrenince paraya değer verir. Bu durumda bir eşdeğer inanç öğrenmesi gerçekleşmiş olur. Dikkat: Tolman’ın eşdeğer inançlar öğrenmesi, edimsel koşullanmadaki birincil – ikincil pekiştireçler arasındaki ilişkiyle oldukça benzer bir yapıya sahiptir. (Cevap E)
Soru 33
“Bir öğrenme malzemesinin size fayda sağlayabilmesi, her şeyden önce orada yazılanları anlamanıza bağlıdır.” diyen bir kişi, öğrenme malzemesine ilişkin hangi faktöre vurgu yapmaktadır?
A
Kavramsal basamaklar dizini
B
Algısal ayırt edilebilirlik
C
Telaffuz edilebilirlik
D
Çağrışımsal anlam
E
Olgunlaşma
33 numaralı soru için açıklama 
Öğrenmeyi etkileyen, öğrenme malzemesi ile ilgili faktörlerden biri de malzemenin telaffuz edilebilirliğidir. Telaffuz edilebilirlik, öğrenme malzemesinin dilini bilmek – anlamak olarak açıklanır. Örneğin, Çince yazılmış bir psikoloji kitabı, ne kadar mükemmel olursa olsun, Çince bilmeyen bir kişiye fayda sağlamayacaktır. Çünkü bu kişi için malzemenin telaffuz edilebilirliği yoktur. (Cevap C)
Soru 34
Yapılan deneyde, köpekler iki gruba ayrılır. İlk gruptaki köpeklere, bir yere kaçamamaları için boyunlarına tasma takılır ve elektrik şoku uygulanır. Bu esnada ikinci gruptaki köpeklere herhangi bir uygulama gerçekleştirilmez. Daha sonra her iki gruptaki köpekler de üstü kapalı bir kutuya yerleştirilir. Kutunun içindeki küçük engelin üzerinden atladıklarında köpekler uygulanacak olan elektrik şokundan kurtulabilecektir. Köpeklere şok uygulandığında ikinci gruptaki köpekler bir oraya bir buraya koştururken engelden atlar ve şoktan kurtulur. İlk gruptaki köpekler ise şok geldikten sonra kutunun içerisinde kısa bir süre dolaşır ve yere uzanıp inlemeye başlar. İlk gruptaki köpeklerin şoktan kurtulmayı başaramamaları, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A
Engelleme
B
Gölgeleme
C
İçsel kontrol
D
Algısal yetersizlik
E
Öğrenilmiş çaresizlik
34 numaralı soru için açıklama 
Organizmanın gerçekleştirdiği birkaç başarısız denemenin ardından, ne yaparsa yapsın artık başarılı olamayacağına dair bir inanç geliştirmesi “öğrenilmiş çaresizlik” olarak açıklanır. Bu durumdaki organizma pasif hale geçer, çabalamayı tamamen bırakır. Başlangıçta ne yaparlarsa yapsınlar akımdan kurtulamayan köpekler, öğrenilmiş çaresizlik yaşadıkları için, kurtulma olanağı tanınan bir ortamda da çaba harcamamışlardır. Çünkü artık çaba, emek harcamayı bırakmış, pasif hale geçmiştirler. (Cevap E)
Soru 35
İyi bir öğrenme malzemesi, bilginin ---- için kavramsal basamaklar dizisinden faydalanır. Kavramsal basamaklar dizisinin öğrenme üzerindeki rolü düşünüldüğünde, parçadaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A
örgütlenmesi
B
tekrarlanması
C
telaffuz edilebilirliği
D
algısal ayırt edilebilirliği
E
çok sayıda çağrışım oluşturması
35 numaralı soru için açıklama 
Öğrenmeyi etkileyen, malzeme ile ilgili faktörlerden biri de kavramsal basamaklar dizisidir. Kavramsal basamaklar dizisi oluşturulurken bir kavram ilişkili olduğu (kendini oluşturan) alt kavramlarla bir arada verilir. Bu durum, bilginin örgütlenmesini sağlar. Dikkat: Bilgi işleme kuramında örgütleme, kodlamaya yardımcı süreçlerden biridir. Örgütlemeyi sağlamak için, bireylere kavramsal basamaklar dizisi oluşturmaları önerilir. (Cevap A)
Soru 36
Bir kişi, nasıl öğreneceğini biliyorsa, öğrenme sorumluluğunu da üstlenebilir. Çünkü, nasıl öğreneceğini bilen kişiler, kendileri için en iyi öğrenme yolunun ne olacağını kısa sürede öğrenirler. Bilgi işleme kuramına göre, açıklaması yapılan durum aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir?
A
Flaş bellek
B
Yürütücü biliş
C
Bilginin temsili
D
Yürütücü kontrol
E
Bellek destekleyici ipucu
36 numaralı soru için açıklama 
Bir kişinin neyi, nasıl öğrendiğinin farkında olmasına yürütücü biliş becerisi denir. Bu becerilerini geliştirmiş bireyler, kendileri için en iyi öğrenme yolunun ne olduğunu bulabilirler. Bu nedenle de öğrenme sorumluluğunu üstlenebilirler. (Cevap B)
Soru 37
Aşağıdaki seçeneklerde verilen çalışmalardan hangisi “Rehberlik etkinlikleri bireysel farklılıklara duyarlı olmalıdır.” anlayışının temele alındığını kanıtlar niteliktedir?
A
Öğrencilerin genel ve özel yeteneklerini, ilgi, tutum, değer ve alışkanlıklarını tanımaya yönelik etkinlikler yürütmek
B
Öğretimin değerlendirilmesinde önceden belirlenmiş mutlak ölçütler kullanmak
C
Öğrencilerin zihin gelişimini desteklemeyi ön plana alan çalışmalar planlamak
D
Öğrencilerin benlik tasarımlarındaki tutarlılığı diğer öğrencilerle karşılaştırarak karar vermek
E
Öğrencilerin yaşadığı ortak sorunların çözümüne yönelik çalışmalara rehberlik programında yer vermek
37 numaralı soru için açıklama 
Bireysel farklılıklara saygı ve duyarlılığın ön planda olduğu rehberlik hizmetlerinde her birey olduğu gibi kabul edilir. Her öğrencinin olumlu ve geliştirilmesi gereken yönleri bireyi tanıma etkinlikleri ile ortaya konur. Bireyi tanıma etkinlikleri bireysel farklılıklara duyarlılığın kanıtı niteliğindedir. (Cevap A)
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
37 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
1112131415
1617181920
2122232425
2627282930
3132333435
3637Son
Geri dön

Benzer Testler

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.