1. Anasayfa »

Online KPSS Türkçe Denemesi Çöz 6

Tebrikler - KPSS Türkçe Denemesi (TG 6) adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
%%SCORE%% Doğru sayısı
%%TOTAL%% Soru sayısı
%%PERCENTAGE%% Doğru yüzdesi
%%WRONG_ANSWERS%% Yaptığınız yanlış sayısı

Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
Zaide Smith, Londra'nın daha çok göçmenlerin yaşadığı ve insanların açlıktan ölmemeye çalıştığı bir kenar semtinden, yarı Jamaikalı bir genç kız. Yaşadığı semt gibi hayatın kenarında yaşayan insanları anlatmış romanlarında. Zaide'nin kahramanları o kadar kenarda yaşıyorlar ki her an düşebiliyorlar ha­yattan. Belki de bu nedenle hep yaşama demir atmaya çalışıyorlar. Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenenleri, sırasıyla aşağıdakilerden hangileri en iyi karşılar?
A
Yoksulluk içinde yaşamak - iç dünyasına yönelmek
B
Kendi kabuğuna çekilmek - geçmişi özlemek
C
Bıkkınlık içinde olmak - mücadeleden yılmamak
D
Sefalet ve çaresizlik içinde yaşamak - hayata tutunmak
E
Renksiz bir yaşam sürdürmek - hayattan beklentisi kalmamak
Soru 2
Soğukta kaldığım için dün fena halde hastalandım." Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A
Genel Müdür'ün hesapsız işleri, şirketi zor duruma düşürdü.
B
Boşuna uğraşma, onu yola getiremezsin!
C
Beni gereksiz yere kırdığını acaba anladı mı?
D
Hava birdenbire bozunca ne yapacağımızı şaşırdık.
E
Bu çocuğu çok fazla şımartıyorsun; ilerde başına bela olacak
Soru 3
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "dağıtmak" sözcüğü, "etkisini azaltmak, gidermek" anlamında kullanılmıştır?
A
Maçı protesto için gelen kalabalığı görevliler dağıttılar.
B
İş merkezi için gerekli arsayı bulamayınca kooperatifi dağıttılar.
C
Büyülü sözleriyle içimdeki sıkıntıyı dağıttı.
D
Çocuklar, masanın üstündeki kâğıtları dağıtmış.
E
Biraz fazla ayrıntıya inince konuyu dağıttı.
Soru 4
I. O kadar yetkiyi ne demeye sorgusuz sualsiz verdin? II.   O masayı ne sebeple hazırladığını merak ediyorum. III. Böyle bozuk bir havada niçin evden çıktın? IV.Günün bu vaktinde onu ne diye aradın? V.Dar günümde ondan üç kuruş borç almamdan ne çıkar? Numaralanmış cümlelerin hangisinde altı çizili söz cümleye diğerlerinden farklı bir anlam katmıştır?
A
I.
B
II.
C
III
D
IV.
E
V
Soru 5
(I) Eser, önsözünden öğrendiğimize göre, bundan tam yarım yüzyıl önce yazılmış. (II) Yazarı, eserinin sahneye konduğunu göremeden, ne yazık ki, ölmüş. (III) Rastlantıyla elimize geçen bu eseri okur okumaz, aradığımız oyunun bu olduğuna karar verdik. (IV) Oyun 16. yy. da Paris'te yaşayan son derece güzel ve akıllı bir kontesle ilgiliydi. (V) Kontesin doğumundan ölümüne, ayrıntılı bir biyografisini, yaşama ve topluma bakışını verirken, o dönemin panoramasını da başarıyla yansıtıyordu. (VI) Ayrıca, o dönemde yaşayan insanların duygu ve düşüncelerini de gözler önüne seriyordu. Yukarıdaki parçada sözü edilen tiyatro eserinin içeriğiyle ilgili en kapsamlı yargı, numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir?
A
II.
B
III.
C
IV.
D
V.
E
VI.
Soru 6
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, "ağır ve kırıcı sözler sarf etmek" anlamına gelen bir deyim kullanılmıştır?
A
Duvarların halini görünce ağzına geleni söyledi.
B
Dün akşam bana söylediklerin ipe sapa gelmez sözlerdi.
C
Onun huyudur bu, bir bardak suda fırtınalar koparır
D
Kardeşim eve geç gelince babam küplere bindi.
E
Kötü haberi, bana damdan düşer gibi söyledi.
Soru 7
"Kalkıp bir ışık yakmak, karanlığı lanetlemekten iyidir." Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A
Hayat karşısında bazen yenik duruma düşsek de, bundan bir çıkış yolu olduğunu bilmeliyiz.
B
Yaşanan şeylere olumlu bir gözle bakmak, çoğu kez, insanın rahatlamasını sağlar.
C
Yaşamın olumlu yönlerini görebilmek, pek az kişinin sahip olduğu bir özelliktir.
D
İnsan, olumsuzluklardan yakınmak yerine bunları değiştirmeye çabalamalıdır
E
Başımıza gelebilecek kötü olayları engellemek için önlem almalıyız.
Soru 8
Aşağıdakilerin hangisinde, duyular arası aktarma yoluyla yan anlam kazanmış bir sözcüğe yer verilmiştir?
A
Soğuk bakışlarıyla insanın içini donduruyordu.
B
Aramızdaki sevgi bağları, gün geçtikçe kuvvetleniyordu.
C
Onun aydınlık yüzüyle odadaki mutsuz hava dağılıverdi.
D
Bahçedeki kör kuyunun çevresini çitle çevirdiler.
E
Kendi halinde akan ırmağı, dalgın gözlerle seyrediyordu.
Soru 9
(I) Arkadaşım Berna Moran, insanı bir anda çekim bölgesine alan, şaşırtıcı bir insandı. (II) Daha ilk ameliyatından sonra, narkozdan uyanır uyanmaz, aslında gerçek anlamda ameliyat edilmediğini o engin zekâsıyla hemen anlamıştı. (III) "Karnımı açıp baktılar; karaciğerimin durumunu görünce, yeniden diktiler." dedi. (IV) Bunu dramatik bir biçimde değil, sıradan bir gerçekmiş gibi öyle bir kesinlikle söylemişti ki onu kandırmaya çalışmak saçma olurdu. (V) Yaklaşan ölümünden hiç söz etmez; ancak kara bir mizah ustası olduğu için, bu konuda komik çeşitlemeler yaparak, açık ki bizi avutmaya çalışırdı. Bu parçada, numaralandırılmış cümlelerden hangisi öznel yargı içermemektedir?
A
I.
B
II.
C
III
D
IV.
E
V.
Soru 10
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "varsayım" söz konusudur?
A
Bu akşam beni arayacağınızı umuyordum.
B
Sınavda başarılı olmadığını düşünelim; ne kaybedersin?
C
Bu soruyu anlamadım; bir örnek daha verebilir misin?
D
Buraya gelmediğine göre, sözlerime kırılmış olmalı.
E
Daha dün ne diyordun; şimdi ne söylüyorsun!
Soru 11
I. Dostlarım bile bu konuda beni desteklemedi. II.   Beni bu konuda bile desteklemedi dostlarım. III. Dostlarım bu konuda beni bile desteklemedi. IV.Bu konuda dostlarım bile beni desteklemedi. V.Bu konuda beni bile desteklemedi dostlarım. Yukarıdaki cümlelerden hangi ikisi, "sözü edilen konuda, yazarın dostlarının hiç kimseyi desteklemediği" anlamını taşımaktadır?
A
I. ve II
B
II. ve III.
C
II. ve IV.
D
III. ve V.
E
IV. ve V.
Soru 12
Rastlantıyla bulduğumuz bu köyde, sessizlik hüküm sürüyordu. Evler, bir zamanlar koynunda canlıları barındırırken, şimdi inzivaya çekilmiş insanlar gibi sessizce dikiliyorlardı karşımıza. Yollarda sızım sızım akan sular, yabani otlar, çiçekler bizi selamlıyordu. Bu ıssız yerde duyduğumuz tek ses, kendi ayak seslerimizdi. Burada bir yandan sessizliğin verdiği huzuru, bir yandan da ürpertici boşluğu duyumsuyorduk içimizde. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A
Benzetmeye yer verilmiştir.
B
Kişileştirme sanatına başvurulmuştur.
C
Görme ve işitme duyusundan yararlanılmıştır.
D
Betimleyici öğeler kullanılmıştır.
E
Hitaplardan yararlanılmıştır.
Soru 13
(I) Yaşar Kemal, Köroğlu'nu anlatırken kimi bölümlerde anlatıyı kesip betimlemelere yer veriyor. (II) Olay zincirini etkilemeyen, eylemle doğrudan bağıntısı olmayan bir ara söylem geliştiriyor. (III) Bu şekilde hem dinleyenleri büyülemek ve bilgilendirmek hem de soluklandırmak istiyor. (IV) Ne var ki, elinde saz, bir köy kahvesinde bağdaş kurup oturan âşıktan farklı bir konumda olduğunu, gerçekte onu dinlemeyip okuduğumuzu unutuyor. (V) Bir destan anlatıcısı kimliğine bürünmek, Yaşar Kemal'in bilinçli bir seçimi. (VI) Hiçbir zaman da gizlemiyor bu rolünü. Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde, kendisinden önce gelen cümlenin amacı belirtilmiştir?
A
II
B
III.
C
IV.
D
V.
E
VI.
Soru 14
(I) Ataç'ın son kitabını okurken bir nokta dikkatimi çekti. (II) Çok fazla tekrar var yazılarında. (III) Sanki neyi nasıl yazacağına karar verememiş. (IV) Aynı düşünceyi, aynı sözcüklerle yeniden yeniden aktarıyor. (V) Ataç gibi deneyimli bir yazarın bunu yapması, beni şaşırttı doğrusu. (VI) Onun, daha önce yazdıklarını bilmesem, neredeyse, kitabı yarıda bırakıverecektim. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi ikisi anlamca birbirine en yakındır?
A
I. ve III.
B
II. ve V.
C
II. ve IV
D
III. ve IV.
E
V. ve IV.
Soru 15
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözlerin hangisinde "korkusuz, kaybetmekten çekinmeyen" anlamı vardır?
A
Bu yeni işi, gözü kara olduğu için ona verdik
B
Kim bilir, bu çocukların içinde ne fırtınalar kopuyor.
C
Bu adamlar burayı terk etmemizi istediklerinden bize göz dağı verdiler.
D
Düşman ordusu bu şehirde taş taş üstünde bırakmayıp halkı esir aldı.
E
Yüzüme bakmıyor, işi bozacağımdan korkuyordu.
Soru 16
(I) Ergenlik çağındaki gençlerde dikkati çeken şeylerden biri de onların ayna karşısında geçirdikleri zamandır. (II) Ve büyüklerle gençler arasında bu nedenle zaman zaman sürtüşmeler yaşanır. (III) Pek çoğu, ya dış görünüşlerini inceleyip saatlerce saçlarına şekil vermeye çalışır. (IV) Ya da yüzlerindeki sivilceyi örtmek için "zorlu" bir uğraş verir. (V) Bu tutumları da ailelerinin sabırlarının tükenmesine neden olur. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A
I. cümleyle II. yer değiştirmeli
B
V. cümle parçadan çıkarılmalı
C
III. cümleyle IV. yer değiştirmeli
D
V. cümle II. den sonra getirilmeli
E
II. cümle V. den sonra getirilmeli
Soru 17
Neden böyle çarpıcı bir başlık kullandım biliyor musunuz ( ) Tabii ki Haydar Ergülen'in yeni çıkan şiir kitabı için ( ) Bütün kitaplarını okuyun, benim gibi siz de gerçek bir şairle buluşacaksınız. Son kitabı ( ) Keder Gibi Ödünç ( ) bu tezin doğruluğunu kanıtlayan yeni bir delil adeta ( ) Yukarıda parantezle belirtilen yerlere, sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A
(?) (...) (") (") (.)
B
(...) (.) (-) (-) (.)
C
(.) (.) (,) (,) (...)
D
(?) (.) (") (") (...)
E
(.) (!) (;) (,) (.)
Soru 18
"Düşüncelerinde ısrarlı; ama inatçı değildi." Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A
Kişi uyuşmazlığı
B
Nesne eksikliği
C
Çatı uyuşmazlığı
D
Ekeylem eksikliği
E
Yardımcı eylem eksikliği
Soru 19
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, gereksiz kullanılmıştır?
A
Yarışmada dereceye girenlere ödülleri dün verildi.
B
Gelecek hafta da Antalya'ya bir gezi düzenliyorlarmış.
C
Zarife güzel ve alımlı bir kızdı.
D
Eğer söylediklerimi dinlediğin taktirde bu sorunu çözersin.
E
Seninle tekrar konuşacağını söyledi bana.
Soru 20
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yapılmıştır?
A
Bundan sonra kimi seveceğimi, saygı duyacağımı bilmiyorum.
B
Senin bu davranışlarına katlanmak zorunda mıyım?
C
Benim yerime siz deneyin lütfen bu atışı.
D
Artık yüzlerimizi göremiyor, yalnız seslerimizi duyuyorduk.
E
Sana hiçbir konuda söz verdiğimi hatırlamıyorum.
Soru 21
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?
A
Yıllar varki ondan bir satır mektup bile alamadım.
B
Sanatçının bir görevi de toplumu ve insanları eğitmektir.
C
Onun yönettiği hiç bir filmi kaçırmam.
D
Kadıncağız kendini terkedilmiş gibi hissediyordu.
E
Kitaplarla başbaşa kaldığımda, yeni dünyalara yolculuğa çıkıyorum.
Soru 22
Salih Ağa, köyün en zengin adamlarından biridir. Lakin kılık kıyafeti bakımından bir dilenciden hiç farkı yoktur. Kışın en soğuk günlerinde bile onun çorap giydiğini hatırlamıyorum. Ökçesi aşınmış bir kunduranın içinde, kara ve çatlak ayakları, ellerinden daha çok ortadadır. Kişiliğinin bütün anlatımı bu ayaklarda toplanmıştır. Rahat mıdır? Sinirli midir? Bunları anlamak için hemen ayaklarına bakınız. Eğer başparmağını ovuyorsa, Salih Ağa'nın canı mutlaka bir şeye sıkılmıştır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A
Öyküleme
B
Örneklendirme
C
Betimleme
D
Karşılaştırma
E
Tartışma
Soru 23
Bir roman, beyazperdeye aktarılırken, bence kimliğinden çok şey kaybeder. Sinemacının hikâyesini anlatmak için iki, en çok üç saati vardır; Balzac'ın ya da Tolstoy'un bir büyük romanını okumaksa günler ister. Kitap, hayal kurmayı sağlar, düşünmeye zorlar; sinemaysa yorum gerektirmeyen, hazır ResimListesi sunar insana. Bu şekilde bir rahatlık içine sokar izleyiciyi. Roman kahramanlarının karakterlerini okuyucu, kendi düşünceleriyle oluşturur. Oysa, bir filmde, etten kemikten bir kadının üzerinde değişiklik yapılamaz. Bu paragrafta, aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A
Sinemanın anlatım olanaklarının, romana göre daha gelişmiş olduğuna
B
Sinemanın, izleyicileri hazırcılığa yönelttiğine
C
Sinemaya uyarlanan bir romanın, özünden bazı şeyler yitireceğine
D
Kitapların insanı düş dünyasına götürdüğüne
E
Okuyucunun, roman kahramanını kendinden bir şeyler katarak yorumladığına
Soru 24
Hem para kazanmak hem de dil öğrenmek için yurtdışına çocuk bakıcısı olarak gittim. Orada gördüm ki, aile anlayışımızdan çocuk yetiştirmeye, iş sorumluluğumuzdan kendimize olan saygımıza kadar her konuya farklı yaklaşıyoruz. Sözgelimi, çocuk yetiştirme anlayışımız... Biz çocuklarımızı aşırı denetim altında tutuyor, onları yönlendirmeye çalışıyoruz. Onlar ise, çocuklarının yanlış yapmalarından korkmuyorlar. Yanlışları yoluyla sorumluluk üstlenmeyi öğreneceklerini düşünüyorlar. Yine, onlar, işlerine tüm benliklerini veriyorlar. Para kazanma kaygısını ikinci plana itiyorlar. Bu, dünyayı algılama biçimiyle ilgili bir şey galiba. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
A
Çocuk yetiştirme konusundaki hatalarımıza
B
Yabancılarla birçok konuda farklı bakış açısına sahip olduğumuza
C
Yurtdışına gitmenin insanın ufkunda yarattığı değişimlere
D
Çocuklara yanlışın ve doğrunun öğretilme yollarına
E
Yabancılarla eğitim anlayışımız arasındaki ayrımlara
Soru 25
Okumayı çok sevdiğim ve çok okuduğum için yazma gibi emek ve sorumluluk isteyen bir işin altından da kalkabileceğimi düşündüm. Bunun yanlışlığını elime kalemi kâğıdı alınca fark ettim. Konu hazırdı, kafamda yazılmayı bekleyen yüzlerce düşünce vardı. Bütün koşullar yerindeydi. Her şeye rağmen, bir türlü yazamıyordum. Belki birkaç satır karalıyordum; ama düşüncelerimi etkileyici sözlere dökemiyordum. İşte o zaman anladım yazarlığın okumak işi değil, yetenek işi olduğunu. Bu paragrafta kendinden ilgili olarak, aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A
Gücünün sınırlarının farkına varmıştır.
B
Açık sözlü bir yapısı vardır.
C
Aklına koyduğu her şeyi yapar
D
Kendisiyle barışıktır.
E
Yazmayı hafife almaz.
Soru 26
Türkiye'de edebiyatı birincil meslek haline getiren yazar azdır. Bizde yazarların çoğu, edebiyata gazetecilikle başlamıştır. Ben de, diğerleri gibi meslek olarak gazeteciliği seçtim. Bu yolun, edebiyat istasyonuna varacağını biliyordum. Bu paragraf, bütünüyle aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıttır?
A
Gazeteciliğinizin edebiyatçılığınıza bir yararı oluyor mu?
B
Sizi yazmaya iten özel nedenler var mıdır?
C
Bize gazeteciliğe bakışınızdan biraz söz eder misiniz?
D
Gazetecilikle yazarlık birlikte yürür mü?
E
Neden, edebiyata gazetecilikle başladınız?
Soru 27
Sanat, insanoğlunun hem dünyayı hem kendini ortaya koyması ve anlamaya çalışması için vardır. Her sanatçı; kafasındakileri ve yüreğindekileri kendince, biçimden biçime sokarak, değiştirerek verir yapıtında. Gerçeği olduğu gibi yansıtmak ya da anlatmak olsaydı sanatın amacı, fotoğraf makinesinin olduğu bir çağda, resim sanatından söz edilemezdi. Yani sanat... Dil ve düşüncenin akışına göre, bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanamaz ?
A
bilinen gerçeğin, sanatçının beyninde yeniden düzenlenmesidir.
B
doğayı hiç değiştirmeden aktarmak değildir.
C
sanatçının hayal gücüyle gerçeğin bir sentezidir.
D
gerçek taklitçiliğiyle sınırlı tutulamaz.
E
gerçekleri çarpıtmadan vermeyi gerektirir
Soru 28
(I) Halktan kopuk hiçbir kültür, yaşama direncini sürdüremez. (II) Özellikle dil söz konusu oldu mu halk onun besin kaynağıdır. (III) Âşık Veysel'in dili ile Cahit Sıtkı Tarancı'nın dili arasında bir ayrım yoktur. (IV) Bugün biz dilimizi yeniden bulduk ve onu çağdaş anlamda güçlendirme olanağına kavuştuk. (V) Bunu halkın dildeki yaratma gücüne borçluyuz. Numaralanmış cümlelerden hangisi bu paragrafın bütünlüğü içinde yer almamalıdır?
A
I.
B
II.
C
III.
D
IV.
E
V.
Soru 29
... Bunların yardımıyla, içindeki boşluğu ve anlamsızlığı unutmaya, kendisi için daha az acı verici bir dünya yaratmaya çalışır. Bunlar: İnkâr, bastırma, çözülme, yön değiştirme, yansıtma, ket vurma olarak gruplanabilir. Yukarıdaki paragrafın başına aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A
Kişi, sorunlarını aşmak için kendisiyle ilgili bir iç hesaplaşmaya girişir.
B
Birey, sosyal yaşamdaki sıkıntılardan, sorunlardan çeşitli aktivitelerle uzaklaşabilir.
C
Yaşanan sıkıntılar, ancak yakın bir dostun sevgi ve sıcaklığıyla hafifletilebilir.
D
Birey, olumsuz duygularından kurtulmak için değişik mekanizmalar geliştirir.
E
İnsanların sorunlara yaklaşımları ve onları çözüş yöntemleri birbirinden farklıdır.
Soru 30
O, şiir okumaya gizemli bir büyücünün dua okuması gibi başlardı; sonra gürül gürül akan bir ırmağa dönüşürdü sesi. Deli doluydu tüm kimliği; ama bir şairin deli olması doğal değil miydi? Günlük yaşamdaki en önemsiz olay bile, onun dilinde "Dünyanın Yedi Harikası"ndan birine dönüşürdü. Ona göre mükemmelliğin sınırı yoktu. Yemek masasında, söyleşinin en keyifli yerinde, pikaba "9. Senfoni"yi koyar; pikabın sesini sonuna dek açar, tüm bedeniyle orkestrayı yöneten şef gibi iki ayağı üstünde müziğe katılırdı. Parçada tanıtılan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A
Sevdiği müzik parçalarına, bütün benliğiyle katılır.
B
Etkileyici ve coşkulu bir şiir okur.
C
Kabına sığmayan bir kişiliği vardır.
D
Kendisini hiçbir şekilde geliştirmez.
E
Sıradan şeyleri bile mükemmele dönüştürür.
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
30 tamamladınız.

Benzer Testler

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.